8 Kasım 2017 Çarşamba

Nakil hastalarında şeker hastalığı daha yüksek

Medicana International İstanbul Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fevzi Balkan, böbrek nakli sonrası bağışıklığı baskılayan ilaçlara bağlı olarak şeker hastalığının gelişebildiğini, nakil hastalarında şeker hastalığının genel nüfusa göre daha yüksek olduğunu ve yüzde 2 ila yüzde 53 arasında geniş değişkenlik gösterdiğini bildirdi.
Nakil hastalarında şeker hastalığı daha yüksek
Balkan, organ nakli sonrası şeker hastalığı riskine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, böbrek yetersizliğini kesin olarak tedavi eden yöntemlerin başında böbrek naklinin geldiğini belirtti. Böbrek nakli sonrası bağışıklığı baskılayan ilaçlara bağlı olarak şeker hastalığının gelişebildiğini, nakil hastalarında şeker hastalığının genel nüfusa göre daha yüksek olduğunu ve yüzde 2 ila yüzde 53 arasında geniş değişkenlik gösterdiğini kaydeden Balkan, "Pek çok çalışmada böbrek nakli sonrası erken dönemde şeker oluşumunun yüksek dozlarda kortizon uygulanması, bağışıklığı baskılayan ilaç kullanımı, ameliyat sonrası fiziksel inaktiviteye bağlı kilo alımı, cerrahi girişim sonrası çeşitli stres faktörlerine pankreastaki insülin salgısı yapan hücrelerin zarar görmesi gibi nedenler etken olabilmektedir." ifadesini kullandı.
NAKİL SONRASI DİYABET TANISINDA İZLENİLEN YOL
Doç. Dr. Fevzi Balkan, nakil sonrası şeker hastalığının teşhisi için herhangi bir zamanda alınan kan şekeri değerinin, 200 mg/dl üzerinde olması halinde diyabet tanısı konulduğunu, bu hastaların idrar tetkiklerinde de şeker saptandığını belirterek, şunları kaydetti: "Bir defa kan şekeri 200 mg/dl üzerinde gelmiş ise laboratuvar hatasını ekarte etmek için bir kez daha kan alınarak tanı teyit edilir. Tip2 diyabet tanısı koymak için 8 saatlik açlığı takiben açlık kan şekeri bakılır. Açlık kan şekerinin 100 mg/dl altında olması gerekir.100- 126 mg/dl arasında ise Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) yapılır. Şeker yükleme testinde 2 saatte 200 mg/dl üzerinde kan şekeri ölçülmüşse diyabet tanısı konur."
"SAĞLIKLI BESLENME ALIŞKANLIKLARININ KAZANILMASI ÖNEMLİ"
Medicana International İstanbul Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Balkan, nakil sonrası diyabet hastalığının tedavisinde, diyabet tedavisindeki genel ilkelerin geçerli olduğunu belirterek, diyabet tedavisinde kan şekeri kontrolünü sağlamak için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Balkan, devamla şunları kaydetti: "Diyabeti olmayan bireylerde olduğu gibi, diyabetli bireylerin de yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmesi ve öğrendiklerini günlük yaşamda uygulaması sağlıklı bir yaşamın temelini oluşturur. Diyabet tedavisinin amacı, kan şekeri düzeyinizi normal sınırlar içerisinde tutarak kısa veya uzun dönemde oluşabilecek sağlık sorunlarını önlemek veya geciktirmektir. Diyabetin tedavisinde sağlıklı beslenme ve egzersiz çok önemlidir. Güncel çalışmalar, böbrek nakli sonrası şeker hastalığında erken insülin tedavisine başlanmasını önermektedir. Sonrasında böbrek fonksiyonları iyi olan hastalara ağız yoluyla kullanılan ilaçlar eklenebilir. Bu hastaların şeker takibinin sık kontrolü ve böbrek fonskiyonlarının yakından takip edilmesi gerekmektedir.
Nakil öncesi dönemde hastaların iyi değerlendirilmesi, risk faktörlerinin belirlenmesi, nakil sonrası şeker hastalığı tanısının erken konulması uzun dönem komplikasyonlarını önler. Böbrek nakli sonrası gelişen diyabet hastalığında hekim (nefrolog, endokrinolog) ve diğer yardımcı sağlık personelinin (diyabet eğitim hemşiresi, diyetisyen, psikolog...) bir araya gelerek hasta odaklı bireysel yaklaşımlar ile nakil sonrası şeker hastalığının başarılı bir şekilde tedavi edilmesi hasta ve nakilli böbrek sağlığı için önemlidir."

Endokrinolojide dünya markasıyız

Sevgili okurlarım bugün köşemde bir sağlık sorununu dile getirmeyeceğim. Türkiye olarak ev sahipliği yaptığımız, oldukça prestijli uluslararası bir kongreyi, o kongredeki önemli konuları ve özellikle de bu etkinliğin mimarı bilim insanını, bir portreyi siz değerli okuyucularıma takdim edeceğim.
Endokrinolojide dünya markasıyız
EndoBridge 2017, bu yıl 19-22 Ekim tarihleri arasında Antalya’da, Endokrinoloji alanında farklı ülkelerde çok başarılı çalışmalara imza atmış bilim insanlarının katılımıyla gerçekleşti. 5'incisi gerçekleşen ve dünyada birçok ilke imza atan projenin 2017 toplantısında 39 ülkeden 473 katılımcı buluştu. Bu yıl yabancı delege, katılımcı ülke ve sunulan vaka sayısı açısından rekor kırıldı.
Bir bilim insanının hayali sektörü yönlendiriyor
Projenin isim babası ve kurucu başkanı sevgili dostum Hacettepe Üniversitesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Bülent Okan Yıldız. Bülent hoca "Polikistik Over Sendromu" ve obezite alanlarında dünyanın önde gelen uzmanları arasında yer alıyor. Dün gibi hatırımda hocayla aramızda geçen konuşmalar. "Abi birçok akademisyen arkadaşımız yurtdışı kongrelere istese de katılamıyor. Balkanlar'daki akademisyenler, kuzeyimizde Rusya ve eski Sovyetler birliğinden ayrılan devletlerdeki akademisyen dostlarımız Ortadoğu ve İslam coğrafyasındaki bilim insanları yurtdışı kongrelere katılma konusunda bizler kadar şanslı değil. O zaman konuşmacıları Türkiye’ye davet etsek ve tüm bu coğrafyalardaki akademisyenlerin katılımını kolaylaştırsak nasıl olur" diye ilk kez bahsettiğinde proje çok makul görünmüştü. Sonra da şöyle devam etmişti hocamız: "Bunun bir getirisi olarak da ülkemiz endokrinoloji ve metabolizma alanında en iyi toplantıların düzenli olarak yapıldığı bir cazibe merkezi olur." 
Haklı da çıktı. Hayalini gerçekleştirmek üzere bilim dünyasındaki ilişkilerini harekete geçirdi, önemli adımlar attı. Önce Amerikalıları ikna etti. Endo- Society'nin o zamanki yöneticileriyle toplantı yaptı, fikrini onlara da kabul ettirdi. Toplantının adını da kendi tabiri ile “Hormon dünyasının köprüsünü Türkiye’de kurmak” anlamına gelecek olan “EndoBridge” olarak belirledi.
Kısa sürede uluslararası bilinirliğe ulaştı
2013'te ilk kez EndoBridge2013 adıyla Endo-Society ve TEMD ile (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği) birlikte her biri alanında söz sahibi bilim insanları ve çok sayıda ülkeden gelen katılımcılarla olağanüstü başarılı geçen bir toplantı yapıldı. Bu toplantının bilim çevrelerinde çok güzel geri bildirimleri olması üzerine daha sonraki yıl Avrupa Endokrinoloji Derneği (ESE) de bu birlikteliğe katılmak istediğini bildirdi. Üç yıldır Amerika Endokrinoloji Derneği, Avrupa Endokrinoloji Derneği ve Türkiye Endokrinoloji Derneği bu toplantıları, Bülent hocanın koordinatörlüğünde birlikte devam ettiriyor.
Adı geçen iki derneğin onbinlerce bilim insanı üyesi var. Ve bizler artık gerek Amerika'da yapılan endokrinoloji kongrelerinde gerekse Avrupa Endokrinoloji Kongresi'nde her salonda Endobridge Antalya toplantılarının anonslarını ve tanıtımlarını yapabiliyoruz. Yani bu alanla ilgilenen herkes artık Türkiye'deyapılan böyle bir zirve ile ilgili fikir sahibi. Birçok uluslararası bilim kongresinde broşürlerine rastlıyor, Türk bilim insanları olarak gururlanıyoruz.
Şu anda Endobridge toplantıları yine Bülent hocanın koordinatörlüğünde "Uluslararası Yürütme Kurulu" tarafından bir düzenleniyor.
Her üç derneğin mevcut başkanları bu kurulun tabii üyeleri.
Ünlü isimler vize krizini dinlemeyip geldi
Bu yıl ki kongre öncesinde Amerika olan siyasi krizden dolayı önce yürekler hop etti. Çünkü toplantıya Amerika'dan çok önemli isimlerin gelmesi bekleniyordu. Ancak Amerika ile yaşanan vize krizine ragmen Amerika Endokrin Derneği Başkanı Prof.Dr. Lynnette Nieman Antalya'ya geldi ve kongrenin açılış konuşmasını yaptı. Avrupa Endokrinoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. AJ van der Lely de aynı şekilde ev sahibi olduğunu göstererek açılış konuşmacıları arasında yerini aldı. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı sevgili Prof. Dr. Sevim Güllü de yaptığı konuşmada bu desteklerinden dolayı kendilerine teşekkür etti. Tüm bunlar diğer ülkelerden gelen katılımcıların gözünde kongreye ayrı bir değer yükledi. Artık bölgemizdeki bilim insanları EndoBridge toplantılarının gününü adeta iple çeker olduklarını söylüyor. Bizler de aynı alanda çalıştığımız birçok ülkeden araştırmacı ile dostluklarımızı ve birlikte çalışma imkanlarımızı her geçen yıl biraz daha artırmış oluyoruz

Artık EndoBridge sadece hormon değil farklı ülkelerden gelen bilim insanlarının kaynaştığı bir dostluk köprüsü oldu. Bu uluslararası kapasite geliştirme projesi beş yılda 63 ülkeden 2 bin 100’ün üzerinde hekim ve bilim insanını Antalya’da bir araya getirdi. Kongre, hormon hastalıkları alanında tüm dünyada bilinen uluslararası bir Türkiye markası haline geldi. 
Her yıl olduğu gibi Avrupa Akreditasyon Konseyi tarafından kredilendirilen yıllık toplantılar, Türkçe, Rusça ve Arapça eşzamanlı çeviri ile İngilizce sunum dilinde yapılıyor. Katılımcıların endokrinoloji alanında dünyanın önde gelen isimleriyle buluştuğu EndoBridge® 2017'de, 24 konferans ve 16 vaka tartışması oturumuyla birlikte 80’in üzerinde sözlü ve poster vaka sunumuna yer verildi.
Çok sayıda genç Türk meslektaşımızı bu toplantılarda keyfl e dinledik. Programda diyabet, obezite, lipid bozuklukları, tiroid, kemik ve osteoporoz, hipofiz, böbreküstü bezi, nöroendokrin tümörler, kadın ve erkek üreme endokrinolojisi dahil olmak üzere endokrinolojinin tüm problemlerine güncel yaklaşım kapsamlı bir şekilde ele alındı. Sonunda EndoBridge 2018 kongresinin de 25- 28 Ekim 2018 tarihlerinde Antalya’da yapılacağı ilan edildi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Bülent Okan Yıldız, halen Avrupa Endokrinoloji Derneği Yönetim Kurulu'nda da görev alıyor. Bu yıl Lizbon’da yapılan Avrupa Endokrinoloji Kongresi’nin de başkanıydı. Hocamız endokrin camiasında bu prestijli göreve seçilmiş ilk Türk bilim insanı. Şimdi hedefi Avrupa Endokrinoloji Kongresi'ni Türkiye'de yapmak. Teşekkürler Bülent Hoca, emeğine yüreğine sağlık. Türkiyede Endokrinoloji Camiasının yüzakı olan hocalarımızdansın.

Vitamin hapları koca bir yalan mı?

Vitamin hapları koca bir yalan mı? Toronto Üniversitesi ve St. Michael Hastanesi’ndeki bir grup araştırmacının imza attığı çalışma, vitam...